Merhaba

Hep yazdım ben, herşeyi yazdım, kimi zaman küçük not kağıtlarına, kimi zaman defterlerimin arka sayfalarına, kimi zaman telefonumdaki not defterime, bazense sadece kafama...

Birikti kelimelerim, paylaşmak istediklerim, birilerine anlatsam acaba dinlerler mi beni diye merak ettim.

Evet, başladım ve devam edeceğim. Kimse okumasa da ben yazacağım, hayalimin peşini bırakmayacağım.

Ama tesadüf eseri geldiyseniz, hele bir de beni tanımıyorsanız mutlaka bir ses verin, orada birilerinin olduğunu bilmek, okunduğumu hissetmek çok keyifli olur...

BBO



Bade'nin ilk şiiri

Bade: Anneciğim söylediklerimi yazabilir misin?

Ben: Tabii kızım. Ne yazdırmak istiyorsun? 

Bade: Şihir :) (Bir önceki akşam okuduğumuz kitaptaki dörtlüğü çok sevmişti)

Ben: A gerçekten mi, hadi söyle bakalım.

Bade: (Bu aralar çok Yeni Türkü dinliyoruz ;))


Parlak Yıldızlar

Gök ve güneş

Gülümsüyor bize

Ne mutlu bugün

Yanımıza gelene


Gün aydınlanarak ilerliyor

Ne mutlu 23 Nisan'a

Çocuklar özgür olsun 

Yeter bize 


Ben: ...

Bade: Ne oldu Anneciğim? Neden ağlıyorsun? 

Ben: Sen ne zaman bu kadar büyüdün diye duygulandım aşkım. 


Kardeşim sanıyorum 10 yaşında falandı. Bir hikaye yazmıştı. Katmanlı ve trajik. Salona gelip anneme okumuştu. Ve annemin ilk tepkisi "sen neden böyle birşey yazdın?" Olmuştu. Gerçekten yaşının çok ötesinde bir içerikti. O zaman kızmıştım, çocuğun hevesini kıracaksın, ne kadar güzel yazmış diye. 


Dün akşam anladım, aslında nasıl bir duygu ile nasıl bir ruh hali ile yazdığını anlamak istemiş. Çocuğunun kafasının içini merak etmiş. 


Ben de bugünlerde yaşadıklarımızın, her ne kadar büyük özen göstersek de duyduklarının, gördüklerinin, şahit olduğu endişe ve korkunun o tamanen saf ve herşeye açık beyninde nasıl karşılık bulduğunu merak ediyorum. Bu "şihiri" ona ne düşündürdü acaba?! 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder