Tanıyanlar bilir, ben reenkarnasyona, ruh ailelerine vs. inanırım. Sebepsiz yere hemen sevdiğim insanları, çok nadir görsem de çok yakın olduğum insanları hep böyle açıklarım. Biraz araştırdığımda da bir sürü ortak nokta bulurum bu insanlarla tezimi kuvvetlendiren. Şehirler ve ülkeler de böyledir benim için. Genel olarak Akdeniz ülkelerini sevmemle birlikte İtalya'nın yeri bende ayrıdır. Daha uçak biletini alırken bir mutluluk kaplar içimi ve döner dönmez de bir sonraki İtalya seyahatinin hayallerini kurmaya başlarım. Sırf bu İtalyan aşkım yüzünden üç sene İtalyan Kültür Derneğinin yollarını eskitmiş, dillerini öğrenmek için benden bekleyenmeyecek bir çaba göstermişimdir. Her ne kadar şakır şukur konuşur hale gelmeyi başaramasam da anlattıklarının hiç değilse yarısını anlayacak ve derdimi anlatacak kadar öğrendim çok şükür. Bu da benim İtalya keyfimi katmerledi. Sokakta insanlarla sohbet edebilmek, lokantalarda yemek tarifleri alabilmek ve İtalyanca şarkıları anlayarak dinleyebilmek benim için paha biçilemez. Diyeceğim o ki, canı gönülden önceki reenkarnelerimin birkaçının İtalya'da geçtiğine eminim. Hem de aynen Ferzan Özpetek filmlerindeki gibi kalabalık ve gürültülü bir ailede. Evet bu uzun İtalya girizgahının nedeni bu hafta gösterime giren "Magnifica Presenza - Şahane Misafir" filmi.
Ferzan Özpetek'in bütün filmlerine defalarca seyretmiş bir hayranı olarak haftalardır heyecanla yeni filmin gösterime girmesini bekliyordum, girer girmez de gittik. Genel olarak 10 üzerinden 7 verebilirim. Film akıcı, hiçbir sahnede sıkılmadık. Aynı zamanda şaşırtıcı. Mizah da var, gerilim de, hüzün de var, neşe de... Peki ne eksik, karekterler derinliksiz kalmış. Özdeşleşemedim, sıkıntılarını yaşayamadım, çaresizliklerini içselleştiremedim. Ferzan Özpetek'den beklentim çok yüksek olduğu, O'nun derinliği olan karakterlerine alışık olduğum için bir parça hayal kırıklığı yaşadım. Filmin en etkili kısmı ise başroldeki Elio Germano'nun muhteşem performansı. Gerçekten "patlatmış". Sonradan araştırınca gördüm ki kendisi zaten Cannes'da 2010'da en iyi erkek oyuncu ödülü almış. Çok çok iyiydi. Sırf O'nu görmek için film izlenir. Cem Yılmaz ise anladığım kadarı ile filmin Türkiye gişesini sağlamak için kadroya dahil edilmiş. Kendisini çok sevdiğim için objektif bir yorum yapamadım, bence güzel bir renk katmış ama tabii asıl İtalyanlar ne düşündü, yorumları henüz okuyamadım. Film müziklerinin büyük kısmı Sezen Aksu'ya teslim edilmiş. Bence çok da iyi olmuş. Özellikle Sude'nin çaldığı sahne resmen cuk diye oturmuş. Diğer bütün filmlerde olduğu gibi Soundtrackini hemen alacağım. Özetle büyük bir F.Ö. hayranı olarak film benim için 7, ama tavsiye eder miyim, ederim, mutlaka görün.
Uzun zamandır sevgilim ile başbaşa kalma fırsatımız olmadığı için bu İtalyanca başlayan akşama güzel bir İtalyan yemeği ile devam edelim istemiştim. Anadolu yakasındaki bildiğim en güzel İtalyan Rosario'da yer ayırttım. Rosario Koşuyolunda. Google Mapde search ederseniz hemen çıkıyor, yerini kolayca bulabiliyorsunuz. Yolunuz Anadolu yakasına düştüğünde mutlaka gidin derim. Ama rezervasyonsuz gitmeyin, bahçede oturmak istediğinizi özellikle belirtin. 02163276363 Öğlen yemeklerinde bile çok kalabalık oluyor.
Çok geniş bir menüsü var. Ben izin günümde olduğum için Pizza yemeyi tercih ettim. çok başarılıydı. Başlangıçlarda yer alan deniz ürünleri de lezzetliydi. Klasik bir İtalyan lezzeti yaşamak için Anti pasti mista'yı da tavsiye ederim. Aman dikkat edin, kuverde gelen ekmekler ile karnınızı doyurmayın.
İtalyan şarap seçenekleri kısıtlıydı. Kendilerine de söyledim. Bir gidip Cento per Cento'ya bakın dedim. Montepulciano şarabı olmayan İtalyan olmaz diye de havamı attım ;) Ama olanlar lezzetliydi. Tatlılar az ve özdü, lezzetliydi. Tabii benim vazgeçilmezim Tiramisu'dan yana hakkımı kullandım ama Panna Cottasında da aklım kaldı, bir dahaki sefere de onu deneyeceğim. Servis çok çok iyiydi. Gecenin sürprizi ise gitar eşliğinde İtalyanca şarkılar söyleyen kocaman adamdı. Güçlü sesi ve geniş repertuarı ile yemeğimize büyük keyif kattı. Masamınızın başında gitarıyla söylediği romantik İtalyca şarkılar tam hayal ettiğim ortamı yarattı. Bu sıcak, doğal ve romantik mekanı özel günleriniz için de rahatlıkla tercih edebilirsiniz.
Gecenin sonuna gelirken evdeki "Aşk Şarabı"mıza olan özlemimiz de çok artmıştı. "Acaba bir dahaki sefere getirsek mi?" diyen sevgilime içimden "yok artık!" derken gönül dolusu bir gülümsemeyle cevap verdim ve Tanrıya teşekkür ettim.
Aşk dolu günler herkese...
Merhaba
Hep yazdım ben, herşeyi yazdım, kimi zaman küçük not kağıtlarına, kimi zaman defterlerimin arka sayfalarına, kimi zaman telefonumdaki not defterime, bazense sadece kafama...
Birikti kelimelerim, paylaşmak istediklerim, birilerine anlatsam acaba dinlerler mi beni diye merak ettim.
Evet, başladım ve devam edeceğim. Kimse okumasa da ben yazacağım, hayalimin peşini bırakmayacağım.
Ama tesadüf eseri geldiyseniz, hele bir de beni tanımıyorsanız mutlaka bir ses verin, orada birilerinin olduğunu bilmek, okunduğumu hissetmek çok keyifli olur...
BBO
Birikti kelimelerim, paylaşmak istediklerim, birilerine anlatsam acaba dinlerler mi beni diye merak ettim.
Evet, başladım ve devam edeceğim. Kimse okumasa da ben yazacağım, hayalimin peşini bırakmayacağım.
Ama tesadüf eseri geldiyseniz, hele bir de beni tanımıyorsanız mutlaka bir ses verin, orada birilerinin olduğunu bilmek, okunduğumu hissetmek çok keyifli olur...
BBO
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder