Merhaba

Hep yazdım ben, herşeyi yazdım, kimi zaman küçük not kağıtlarına, kimi zaman defterlerimin arka sayfalarına, kimi zaman telefonumdaki not defterime, bazense sadece kafama...

Birikti kelimelerim, paylaşmak istediklerim, birilerine anlatsam acaba dinlerler mi beni diye merak ettim.

Evet, başladım ve devam edeceğim. Kimse okumasa da ben yazacağım, hayalimin peşini bırakmayacağım.

Ama tesadüf eseri geldiyseniz, hele bir de beni tanımıyorsanız mutlaka bir ses verin, orada birilerinin olduğunu bilmek, okunduğumu hissetmek çok keyifli olur...

BBO



Caddenin hafta içi sakinleri

Havaların düzelmesi ile birlikte normale dönüş sürecimi hızlandırmak için günlük yürüyüşlere başladım. Bugünkü gibi pırıl pırıl bir güneş ve ılık bir hava varken tercihim hep sahilden yana, malum otomobil gürültüsü olmadan, mis gibi deniz havası alarak yürümek çok daha keyifli. Üstelik trafik ile kesilmediği için de performansım daha iyi oluyor. Ama havanın yağmurlu ve rüzgarlı olduğu günlerde sahil romantik komediden çok korku filmi tadında oluyor. Bu nedenle de mecburen caddede yürüyorum. İşte üst üste birkaç gün, gün ortası saatlerde caddeyi turlayınca aşağıdakileri farkettim, paylaşmadan edemedim.

  • Öncelikle caddenin kaldırımları geniş ve güzel zannederdim, ikisinin de olmadığını gördüm. Özellikle yağmurlu havalarda yollar fare kapanı gibi, ıslanmadan dönmek imkansız.
  • Motorlu servis elemanları tamamen çığrından çıkmış durumda, bütün kaldırımlar onlara  yol gibi davranıyorlar.
  • Bisiklete binenlerin trafik kurallarından haberi yok.
  • Mekanlarımızın tamamında, hizmette sınır yoktur, felsefesi hakim. Köftecide Tiramisu var :) 
  • Gündüz sakinlerinin büyük kısmını 60+ tatlı ve bakımlı teyzeler oluşturuyor. Bu tatlı teyzeler biraz yürüyüp, biraz dinlenip, bolca sohbet ediyorlar. Dışarıdan bakınca pek keyifli gözüküyorlar. Birden aklıma geliyor, peki amcalar nerede?!
  • Diğer bir sakinler ise 16- gençlik. Bu kısım ürkütücü. Hem psikolojik, hem fizyolojik olarak. Bu ayrı bir yazı konusu. Şimdilik geçeyim.  
  • Bir de bebek arabalı hanımlar var, bir kısmı bakıcı ablalar, teyzeler, bir kısmı ise ev hanımı anneler. Genelde suratlar asık ve renksiz. Enerjisiz. Ve bir kez daha anneler ile aynı şehirde olmanın kıymetini anlıyorum. Bu iş gerçekten tek başına çok zor ve yıpratıcı...
  • Yalnız yürüyen insanların %90'ı telefon ile konuşuyor. İşsel olarak bu duruma çok memnun olmamla birlikte merak etmeden de duramıyorum, kendi kendinize 5 dk bile sıkıyor mu sizi diye!
  • İster telefonda ister yolda arkadaşı ile konuşsun,  ablalar, teyzeler %98 başka birini çekiştiriyorlar, hem de nasıl bir iştahla anlatamam. Dedikodunun tarifsiz hazzı ;) Ben de onlara kulak misafiri oluyorum hiç istemeden ;)

 Birkaç yorum da sahil için ;

  • Sahilde yürüyen profile bakınca insan yürüyerek birşey olmaz herhalde diyor :) Buradan anladığım milletce bir heves spora  başlamaya bayılıyoruz ama üç gün sonra bırakıyoruz, ben demiyorum, şekilller öyle diyor.
  • Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar! Benim bildiğim görgü kuralıdır, bir yolda 3-5 kişi tek sıra yürünmez, hele bu yol yürüyüş yolu ise zinhar! Ben mi yanlış biliyorum acaba?!
  • Yürüyüş yaparken el ele yürümek, sporun amacına aykırı. Çünkü vücudun tüm uzuvlarının ritmik salınması lazım. Geziye çıkmışsınızdır, tamam, onu anlarım elbet. Ama spor kıyafetleri, spor ayakkabıları çekip, hızlı hızlı yürürken elele tutuşanlara bir mana veremedim.
  • Bir de elimde olmadan kulak misafiri oluyorum, eller bir an bile ayrılamazken erkek, kıza "kur" yapıyor. "Yemin ediyorum, annenler seni mandradan almış!" Yorumsuz!
  • Kabul ediyorum ben bir hayvan sever değilim, ama hayvan düşmanı da değilim. Farklı tüm görüştekilere duyduğum gibi onlara da saygı duyuyorum. Peki hayvanseverler neden sevmez insanlara saygı duyamıyorlar. Medeni ülkelerde hayvanları ağızlıksız ve tasmasız gezdirmek yasaktır, bilirsiniz. Bizde de yasak, üstelik kocaman bir levha ile de anlatmışlar, hem yazılı, hem çizili. Ona rağmen boyumdan büyük köpekler etrafta koşturup duruyor. Bir de dışkı meselesi var ki bunu söylerken utanıyorum. Bu hayvanseverler aynı zamanda çevre sevmez mi acaba?! İster istemez evlerini hayal ediyorum ve derin bir of çekiyorum!
  • Son olarak da sigara park ve bahçelerde ne zaman yasaklanacak heyecanla bekliyorum. Bir de bebek arabalarının yanında sigara içenlere ceza kesilmeli görüşündeyim. Yetkililere buradan duyuralım.
Sağlıklı günler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder