Merhaba
Hep yazdım ben, herşeyi yazdım, kimi zaman küçük not kağıtlarına, kimi zaman defterlerimin arka sayfalarına, kimi zaman telefonumdaki not defterime, bazense sadece kafama...
Birikti kelimelerim, paylaşmak istediklerim, birilerine anlatsam acaba dinlerler mi beni diye merak ettim.
Evet, başladım ve devam edeceğim. Kimse okumasa da ben yazacağım, hayalimin peşini bırakmayacağım.
Ama tesadüf eseri geldiyseniz, hele bir de beni tanımıyorsanız mutlaka bir ses verin, orada birilerinin olduğunu bilmek, okunduğumu hissetmek çok keyifli olur...
BBO
Birikti kelimelerim, paylaşmak istediklerim, birilerine anlatsam acaba dinlerler mi beni diye merak ettim.
Evet, başladım ve devam edeceğim. Kimse okumasa da ben yazacağım, hayalimin peşini bırakmayacağım.
Ama tesadüf eseri geldiyseniz, hele bir de beni tanımıyorsanız mutlaka bir ses verin, orada birilerinin olduğunu bilmek, okunduğumu hissetmek çok keyifli olur...
BBO
Sadece erkekler okusun!
Biliyorum ki önümüzdeki günlerde evlenme teklif edecek, etmesi gereken ;), arkadaşlarım var. Bu yazı onlara hediyemdir. Buyrunuz...
Arkadaşlar, öncelikle şunu söyleyeyim, teklif olmadan olmaz. Sakın konuşuyoruz, karar verdik, evleceğiz işte, daha ne istiyorsunuz demeyin, bu işin en önemli kısmı. Düğün yapmayabilirsiniz, çeyiz düzmeyebilirsiniz, kimseye söylemeden gizlice evlenebilirsiniz ama teklifsiz evlilik olmaz. Çünkü bunun kadınlarda yarattığı bilinç altı, aslında evlenmek için can atmadığınız, ama vakti geldiği için, öyle gerektiği için veya artık kaçacak yeriniz kalmadığı için evlendiğiniz şekilde olacaktır ki, çok tehlikeli, acısı mutlaka çıkar. İlişkilerdeki dengesizliğin, iktidar yarışının sebeplerinden biridir. Özetle teklif şart!
Nasıl yapıldığı, nerede yapıldığı zannettiğinizin aksine çok önemli değil bizim için, önemli olan o an söylediğiniz kelimelerin kalbinizden geliyor olması, gerçek olması. Hatta benim tavsiyem abartılı showlardan kaçınmanız. Hele hele tirübünlere pankart açmak falan çok fena demode, ileri giderek oldukça kıro. Üstelik böyle ihtişamlı showlarla başlayan evliliklerin çok sürmediğine dair de ciddi istatistikler var. Doğal olun, siz olun yeter. Hayatınızdaki yerini anlatın, beraber yaşlanmak çok klişe olmak ile birlikte, garantilidir, hepimizin gözlerini doldurur emin olun. Hiç beklemediği bir anda, örneğin romantik bir filmin arasında, cebinde yüzük bulabilir, sabah kahvaltısında, yumurta tavasının içinden, akşam yemeğinde tatlı yerine karşısına çıkabilir. Uyumak için yattğında yastığının altında olabilir. Sabah yürüyüş yaparken, ufak bir çocuk gelip, "bu ağabey seninle evlenmek istiyor, senin içni deliriyormuş" diyebilir, sevdiğiniz bir müziği dinlerken birden müzik setinden duyulan sesin, duygularını fısıldayabilir. Azıcık yeteneğin varsa, bir beste yapabilirsin, bir şiir yazabilirsin, bir resim yapabilirsin ya da bir davetiye taslağı hazırlayabilirsin. Azıcık daha şaşalı olsun diyorsan, en yakın arkadaşlarınızın yanında sorabilirsin, patlamaya hazır şampanya ile süper olur.
Bir de yüzük mevzusu var tabii. Tek taş olmadan teklif olmaz. Lisede değiliz arkadaşlar, her işin bir ritüeli var, teklif ritüelinin de olmazsa olmazlarından biri tek taş. İriliği konusuna çizgi çekemeyeceğim, gönül isterki 1 ct olsun ama tabii ki bu bütçe meselesi. Rengine dikkat edin, H color altı olmasın, sarı pırlanta olmaz :). Bir de yakın bir kız arkadaşınız ile gidip almanızı tavsiye ederim, yanılma payınız çok azalır. Şöyle de bir ip ucu vereyim, minimum bir aylık gelirinizi gözden çıkarın ;)
Ve korkmayın, eğer doğru insanı seçtiyseniz, evlilik çok keyifli, "ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar" tadında. Ama AŞK olmadan evlilik bir kabus olabilir. Eğer doğru insanı seçmediğinizi düşünüyorsanız hemen uzaklaşın, hatta koşun, kaçın! Gerçek AŞK'ı aramaya devam edin.
Aşk'la kalın...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder