Hem yakın çevremdeki arkadaşlarımdan hem de bir vesile ile tanıştığım farklı insanlardan sık sık aynı soruyu alırım. "Hep böyle enerjik olmayı nasıl başarıyorsun, hiç yorulmuyor musun?" Çoğu zaman insanlar tatilden döndükleri ilk gün bile bitkin, yorgun ve isteksiz oluyorlar. Bir gece önceden iş stresi sarıyor, biriken işler daha geceden gelip çörekleniyor. Ya da hergün işte ayrı evde ayrı bir sürü problem insanın üstüne üstüne geliyor. Ben bunları engelleyebiliyorum.Yıllar içinde kendimi "iyi" saklamak için geliştirdiğim bazı yöntemleri sizlerle de paylaşmak istedim. Umarım faydası olur :)
1) Sağlıklı besleniyorum. Asla az yemiyorum, karnım doyurmadan sofradan kalkmıyorum, öğün atlamıyorum. Aç kalmıyorum. Meyve, sebze, et, balık, tahıl hepsini dengeli ve hergün yiyorum. Sabahları 2 kuru kayısı ile 10 fındığımı/bademimi hiç ihmal etimyorum. Her akşam mutlaka bir parmak çikolatamı yiyorum. Günde iki fincan Türk Kahvesi içiyorum. Öğlen, akşam birer büyük kase yoğurt mutlaka yiyorum (tabii ki yağsız). Tarçını yazmıştım, herşeye ekliyorum. Yağ olarak sadece zeytinyağı kullanıyorum, onu da ekmek batırıp bile yiyorum. Akdeniz insanının sırrının zeytinyağı olduğu tezine inanıyorum. Hiçbir zaman aç kalmadığım için enerjim düşmüyor, hafif ve doğal beslendiğim için yediklerim ağırlık yapmıyor. Alkol olarak ise sadece şarap tüketiyorum. Tüketirken de yanında extra fazla su içiyorum. (Her kadeh ile iki bardak) Günlük su tüketimim ise hep 3 lt civarında. Gazlı içeceklerin tadını hatırlamıyorum. Yemeğin yanında sadece su içiyorum. Sadece beslenmek amacıyla değil, keyif almak için de yiyorum ama bedenimi yoracak şeyleri yanıma yakşaltırmıyorum. Ve tabii ki sigara kullanmıyorum, eğer kullanıyorsanız bundan sonrasını okumayın, sizin için yapılacak fazla birşey yok çünkü.
2) Spor yapıyorum. Her bulduğum fırsatta yürüyorum, yüzüyorum, tenis oynuyorum. İki elim kanda olsa haftada üç gün pilates yapıyorum. Sporu bir rekabet ortamı değil, bir dinlenme fırsatı olarak değerlendiriyorum. Yarışmak için oynamıyorum, huzur ve sağlık için spor yapıyorum. Bu nedenle bireysel sporları tercih ediyorum. Akşamları eve gelip topuklu ayakkabıları çıkardığımda 60 sn kollarıma, bacaklarıma ve belime streching yaptırıyorum. Kas toplanmalarını ve krampları engelliyorum. Sporu güzellik değil, sağlık amacıyla yapıyorum. Güzelliği takıntı haline getirmiyorum. Hergün tartılmıyorum, diyet yapmıyorum, saç rengim ile, modelim ile oynamıyorum. Kendimi kötü hissedince alışverişe çıkmıyorum. Ayna karşısında vakit harcamıyorum. Kendimi zinde hissetmem benim için yeterli, hem güzellik göreceli bir kavram değil mi ;)
3) Uyuyorum. Özel bir durum olmadığı sürece günde yedi saat mutlaka uyuyorum. Kesintisiz bir uyku kadar güzel bir dinlenme ilacı olabilir mi? Ayrıca haftasonları öğleden sonra vakit bulursam kestiriyorum. Spor sonrası da erken yatmaya çalışıyorum ki vücudumun kas yapmak için zamanı olsun, kendini yenilesin, yağlarımı yaksın.
4) Sosyal ilişkilerimi ihmal etmiyorum. Annemle hergün konuşuyorum, beni hep seven ve destekleyen bir ailem olması her durumda güç veriyor. Baba ocağının sıcağını, ana kucağının şevkatini kullanıyor, beni dinlendirmesi için kendimi oraya atıyorum. Her durumu anlatabileceğim beni asla yargılamayacak bir kardeşim olduğunu biliyor ve bunun tüm şımarıklığını yaşıyorum. Ne kadar şanslı olduğumu unutmuyorum.
5) İnanıyorum. Doğada dönüşen bir enerji olduğuna, iyi olduğum, iyilik verdiğim sürece iyilik bulacağıma, başıma hep iyi şeylerin geleceğine inanıyorum. İstediğim herşeyi yapacak gücüm olduğuna sadece bazı şeyler için doğru zamanı beklemem gerektiğine inanıyorum. Şanslı olduğumu biliyorum ama bunun için şükretmenin yetmeyeceğini, benim kadar şanslı omayanlar için de birşeyler düşünmem gerektiğini ayrımsıyorum. Elimden geleni yapıyorum.
6) Karşılaştığım zorlukları "Sorun" değil "Problem" olarak nitelenditiyor, bulmaca çözüyormuşum gibi değerlendiriyorum. Bu problemler olmasa kafam daha az çalışacak ve küflenecekti diye düşünüyorum. Hesap makinası yerine kafamı kullanıyorum. Ezberden gitmiyorum, kontrol ediyorum, emin oluyorum. Çözülemeyen sorunları kafamda döndürmüyor, üzerine biraz uyuyorum sonra kalkıp bir de diğer yandan bakıyorum, sık sık yerimi değiştiriyorum.
7) Başka insanlara saygı duyuyorum. Davranışlarını kişisel algılamıyorum. Durumsal algılıyorum. Üzerime alınmıyorum. Kimseye de mevkiisi, rütbesi, yaşı, parası vs nedenler ile gereğinden fazla saygı göstermiyorum. Hepimiz insanız ve bence herkes eşit. Her durumda fikrimi söylüyorum, değerlendirilsin, değerlendirilmesin, içime atıp da kendimi üzeceğime, dışıma atıp rahatlıyorum.
8) İstemediğim yerlerde kalmıyor, istemediğim şeyleri yapmıyorum. İş hayatı dışında içimden gitmek gelmedikçe hiç birşeye gitmiyor, sırf ayıp olmasın diye istemediğim sosyal ortamlarda bulunmuyorum.
9) Enerji emen insanlardan uzak duruyorum. Sürekli olumsuz düşünceler taşıyan, hayata hep kaygı ile bakan, olumsuzluklar, melankoliler ile beslenen insanları hayatıma sokmuyorum. Uzakta daha iyiler!
10) Okuyorum. Dergi, gazete, kitap, makale... Farklı konularda, aynı anda pekçok şey okuyorum. Farklı yazarların, farklı dönem eserlerini arayıp, buluyorum. Asla best seller okumuyorum. Zevklerimi, tüketim gibi görmüyor, ticari duygu sahiplerinin yönlendirmesine izin vermiyorum. Seçmenin mutluluğunu yaşıyorum. Gündemi yakından takip ediyorum, her konu hakkında fikrimi söylüyorum. Başkalarının fikirlerini dinleyip tartışmaktan keyif alıyorum.
11) Geziyorum. Sık sık seyahat ediyorum, bazen kısa, bazen uzun, bazen düşsel. Sıkılınca gidiyorum. Denizi görmeden yaşayamıyorum, denizde olmayı çok seviyorum. Beni çok dinlendiriyor.
12) Merak ediyorum. Gün içinde aklıma onlarca soru geliyor, her merak ettiğim şeyi üşenmeden hemen araştırıyorum, öğrendiklerimi sevdiklerim ile paylaşıyorum. Yeni şeyler bulup deniyorum. Düşmekten korkmuyorum. Bilmemeyi seviyorum, öğrenecek birşey daha çıktıkça mutlu oluyorum.
13) En kötü ihtimalleri analiz ediyorum ama bunların beni kaygınlandırmasına izin vermiyorum, felaket planlarımı cebimde taşıyorum. Hiç unutmuyorum, dünyanın sonu değilse ve ucunda ölüm yoksa ben o işi halledebilirim.
14) Anlatıyorum. Beni üzen, kıran, mutsuz eden olayları, durumları, insanları anlatıyorum. Sevgilime, kardeşime, en yakın arkadaşlarıma anlatıyorum. Aramızdaki mesafenin açılmamasına özen gösteriyorum, gündelik hayatlarımızın içiçe olmasını sağlıyorum. Her an yanımdalar...
15) Yazıyorum. Yaşadığım güzel şeyleri, keyif aldıklarımı, sevdiklerimi yazıyorum. Kötü hissedersem dönüp okumak için. Olumsuz şeyleri ise siliyorum. Bana kötü anıları hatırlatan eşyaları atıyorum. Bunların dışında eski veya kullanmadığım eşyaları da veriyorum, hem başkalarının işine yarıyor hem de beni hafifletiyor.
16) Her ilişkiyi aşk sanmıyorum. Aşkı bulacak kadar şanslıysam eğer - ki ben öyleyim- besliyorum, büyütüyorum, kendi haline bırakmıyorum. Bunun detayları ayrı bir yazı konusu, şimdilik bu kadar...
17) Hiçbirşey yapmadığım zamanlar bırakıyorum kendime, yalnız kaldığım, öyle tavana bakıp, koltukta yattığım, okumadan, konuşmadan, hareket etmeden durduğum saatler. Düşüncelerimi kontrol etmediğim, saçma sapan bir sırayla kafamdan konuların geçtiği, hayallerimin serbest kaldığı saaatler. Beni böyle görüp de ses etmeye çalışanlara "şşşt sessiz olun, şarj oluyorum" diyorum...
18) En sonuncusu ve bence en önemlisi kendimi çok ciddiye almıyorum. Dünya üzerinde bir nokta olduğumu unutmuyorum, hiçbirşeyi gözümde çok büyütmüyorum. Sadece "Yaşama Sanatı"na önem veriyorum.
Peki bunları hepsini nasıl yapıyorsun derseniz, bu kısmı detaylı, şimdlik proje aşamasında bir kitap, nasıl yaptığım kısmını da orada anlatacağım. Bunların ipucu olmasını umut ediyor, herkese enerjik günler diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder