İstanbul'a gelir gelmez ayağımızın tozuyla Candan Erçetin konserine gittik. Konserden önce ise Nişantaşındaki yeni keşfimiz Delicatessen'de yemek yedik. Nişantaşına birkaç ay önce açıldı mekan. Bir diğer şubesi ise Mudo İstinyepark içindeydi. Oradaki conceptlerine de bayılmıştım ama mağaza içinde yemek yemek kısmet olmamıştı. Konser öncesi Hünkar'ın yolunu tutmuşken, farklı bir yer deneyelim dedik ve hemen birkaç apartman yanındaki Delicattesen'e girdik, süper bir seçim yapmışız.
Ortam insanda hijyen duygusu yaratıyor, hem ferah, hem rahat. Çalışanların hepsi kibar ve güler yüzlü, eziyet çeker gibi değil de zevk alır gibi servis yapıyorlar.
Yemeklerin hepsi çok lezzetli. Bu lezzetli yemeklerde kullanılan sosları, baharatları, yemek öncesi gelen ekmekleri, çeşit çeşit peynirleri, çayları, kahveleri de eve götürmek üzere paket paket satın alabiliyorsunuz. Dünya mutfağından çok başarılı seçkiler yer alıyor menülerinde ama kendi yorumlarını katıp bu yemekleri bizim damak zevkimize uyarlamışlar.
Her bir malzemesini kendinizin belirleyebildiği şarküteri ve peynir tabakları çok başarılı. Yemeklerde ise benim favorim levrekli iç pilav. Tatlı barına ben cesaret edemedim, kalorisel durumlardan, ama benim dışımda masadaki herkes birşeyler denedi ve hepsi enfesti, malum hepsinden bir çimdik tattım ;) Tek bir seçim yapacaksanız önce şarapta pişirilmiş armutu deneyin derim.
Yakında chefstable imkanı da olacakmış, denemek için sabırsızlanıyorum.
Fiyatlar ise orta seviye, el yakmıyor ama hissediliyor, burada iyi haber Shop and Miles'dan. Prive kart sahiplerine %10 indirim yapıyorlar, bu da yemeğin sonunda hoş bir sürprizdi. Yolu Nişantaşı'na düşenlere şiddetle tavsiye ederim.
Gelelim konsere; ben konserlerde farklı birşeyler bekliyorum. Malumunuz müzik sistemleri çok gelişti, bırakın evi, arabada bile çok kaliteli bir ses ile her türlü müzik dinlenebiliyor. Ipodum sayesinde tüm sevdiğim sanatçılar her an yanımda. Peki neden konsere gidiyoruz, sevdiğimiz sanatçıları canlı dinlemek için evet ama farklı birşeyler de yapsınlar istiyoruz. Yine bir Candan konseri sonrası aynı şeyi düşündüm. Sıradan şarkıları okuyunca seyircinin bir kısmı 3-5 şarkı sonra sıkılmaya başlıyor. Sahnede birşeyler olsun istiyor insan, farklı çalsın, söylesin, biraz sohbet etsin, biraz show yapsın, yaratıcı birşeyler olsun. Sezen Aksu konserleri sonrası da hep hayal kırıklığına uğramamız bu nedenle. Tarzı bana hitap etmese de bu konuda Ajda Pekkan'ı çok taktir ederim. Sertap Erener'de son zamanlarda bu konuya kafa yoruyor, güzel showlar hazırlıyor. Benim asıl favorim ise Erol Evgin. Sahneden bu kadar keyif alan, içinden taşan enerjiyi seyirciye böyle güzel geçiren, 2,5 saat sahneden inmeyip bir an bile yorulmayan bir insan. Bugüne kadar hiç seyretmediyseniz çok büyük kayıp... Seneye Candan'dan da daha iyi bir performans bekliyoruz.
Merhaba
Hep yazdım ben, herşeyi yazdım, kimi zaman küçük not kağıtlarına, kimi zaman defterlerimin arka sayfalarına, kimi zaman telefonumdaki not defterime, bazense sadece kafama...
Birikti kelimelerim, paylaşmak istediklerim, birilerine anlatsam acaba dinlerler mi beni diye merak ettim.
Evet, başladım ve devam edeceğim. Kimse okumasa da ben yazacağım, hayalimin peşini bırakmayacağım.
Ama tesadüf eseri geldiyseniz, hele bir de beni tanımıyorsanız mutlaka bir ses verin, orada birilerinin olduğunu bilmek, okunduğumu hissetmek çok keyifli olur...
BBO
Birikti kelimelerim, paylaşmak istediklerim, birilerine anlatsam acaba dinlerler mi beni diye merak ettim.
Evet, başladım ve devam edeceğim. Kimse okumasa da ben yazacağım, hayalimin peşini bırakmayacağım.
Ama tesadüf eseri geldiyseniz, hele bir de beni tanımıyorsanız mutlaka bir ses verin, orada birilerinin olduğunu bilmek, okunduğumu hissetmek çok keyifli olur...
BBO
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder