Merhaba

Hep yazdım ben, herşeyi yazdım, kimi zaman küçük not kağıtlarına, kimi zaman defterlerimin arka sayfalarına, kimi zaman telefonumdaki not defterime, bazense sadece kafama...

Birikti kelimelerim, paylaşmak istediklerim, birilerine anlatsam acaba dinlerler mi beni diye merak ettim.

Evet, başladım ve devam edeceğim. Kimse okumasa da ben yazacağım, hayalimin peşini bırakmayacağım.

Ama tesadüf eseri geldiyseniz, hele bir de beni tanımıyorsanız mutlaka bir ses verin, orada birilerinin olduğunu bilmek, okunduğumu hissetmek çok keyifli olur...

BBO



Eskişehir

Uzun zamadır "Gezelim, Görelim" tadında yazmamışım. Gezmediğimden değil de gezmelerim pek bir yoğun olduğundan daha çok. Çünkü evdeki küçük hanım bayrak kaldırdı. Onsuz seyahate gidilemiyor. E çocukla tatil yapan da bilir ki öyle bloglar yazacak bir boş zaman kalmıyor. Şikayetçimiyiz, asla, bu 3'lü tatiller hepimize harika geliyor. Telefon, ipad başında zaman geçiremiyor, gerçekten tatil yapıyor, yeni yerleri objektiften değil de 1. elden gözümüzle keşfediyoruz. Birbirimizi rahat rahat dinliyor, zamansız, telaşsız geziyoruz. Bir çocuk gözünden yeni yerleri keşfetmek ve hatta bildiğimiz yerleri görmek çok değişik bir bakış açısı getiriyor bize. Hele bir de yanımızda büyük anne, büyük babalar varsa tadında yenmiyor bu kocaman aile tatilleri 👍


Paylaşmak istediğim iki destinasyon var. İlki Eskişehir. Yıllardır niyet edip edip bir türlü planlayamamıştım. Halbuki ne kadar kolay ulaşılıyormuş. Artık sık sık gideceğiz. 

Biz değişik bir deneyim olması adına tren ile ulaşımı tercih ettik. Pendik’ten bindiğimiz 8:30 treni saat 11:00’i gösterdiğinde Eskişehir’e varmıştı. Yolculuğumuz müthiş rahat geçti, uçaktan bile daha konforluydu. Ve de çok ekonomik. Keşke her yere tren olsa dedik.

 

Otelimizi Eskişehir’li dostlarımız tavsiye etmişti. Sennacity Hotel. Booking’den iyi bir offer ile yer ayırtmıştık. Inince fark ettik ki otelimiz Tren Garına 1km mesafede. Yürüyerek gidebiliyoruz. Porsuk Çayının kenarındaki otel gerçekten çok merkezi bir lokasyonda kalıyor. Temiz, düzgün, güleryüzlü insanların çalıştığı bir otel. Memnun kaldık. Tavsiye ederiz. Ayrıca hemen yanındaki Ada Otel’de aynı standartlardaymış. Gitmişken biraz da Spa  faydası almak isterseniz Rixos’u da tercih edebilirsiniz. Çok güzel bir otel. Ama şehir merkezine uzak. Biz bir akşam yemek yemek için gittik. Terasını çok beğendik. Bütün şehir ayaklar altında.

Burada hemen bir “Güler Yüz” parantesi açmak isterim. Eskişehir harikalara sahip bir şehir kısa kısa üstlerinden geçeceğim ama bence en dikkat çekici olan insanların pozitifliğiydi. Yaşadıkları şehire sahip çıkmaları, turisti sevmeleri, yardımseverlikleri, kazıklamak için fırsat kollamayıp insane güven vermeleri… Gerçekten en çok bundan etkilendim. Sevgili Başkan Büyükerşen’in pozitifliği, enerjisi tüm şehire bulaşmış sanki. 

Şehrin önceki halini ben bilmediğim için yeni bir şehrin güzellikleri olarak gezdim Eskişehir’i. Ama babam geçmişte pekçok kez ders vermek için Eskişehir’e geldiğinden yıllar yıllar önceki halini iyi biliyor, yani Büyükerşen’den önceki halini. O büyük bir şaşkınlık ve hayranlıkla gezdi. 

Sevgili Başkan müthiş güzellikler yaratmış. Tiyatro salonları, konser salonları, çocuklar için team parklar, kumsal, devasa bir park, koşu alanları, at binme çiftlikleri vs vs. Herşey Eskişehirliye daha iyi bir hayat yaşatabilmek için düşünülmüş. Şehrin ileri gelen markaları da gördüğümüz kadarı ile destek vermişler. İnsan görünce anlıyor ki, kafaya koyup, emek verince herşey olabiliyor. Üstelik İstanbul'un yıllık "lale bütçesi" kadar bir bütçe ile yapılmış 😉






Eskişehirli bir an önce tası tarağı toplayıp gitmek falan istemiyor, şehirde pekçok büyük firma olduğu için iş imkanları da var. Üniversiteler şehrin dinamik ve genç kalmasını sağlıyor. Sokaklardaki nüfusun büyük çoğunluğu öğrenci. Bu da hem esnafın yüzünü güldürüyor hem sokakları şenlendiriyor. Hem de fiyatların makul kalmasını sağlıyor sanırım.

Bana Berlin’i hatırlattı Eskişehir. Hatta daha da güzeli. Berlin’de böyle güzel tasarlanmış Team Park’lar gördüğümü hatırlamıyorum. Varsa da ıskalamışım. 


 Eskişehir'de nereleri gezdik derseniz hemen anlatayım.
1.   Gün
Odun Pazarı Mevkii (Harika ev yemekleri yemeği yiyebileceğiniz lokantalar var.)

Bu lokasyonların hepsine şehir merkezinden yürüyerek gidilebiliyor. İstemezseniz tramwayda kullanabilirsiniz.
Balmumu Müzesi
Çağdaş Cam Sanatları Müzesi
Daktilo Müzesi
Sarı Atlı Han (En sevdiğim yer)
Şelalepark (Yokuş yukarı olduğu için biz taksi ile ulaşmayı tercih ettik, performansınıza güveniyorsanız buraya da yürüyerek ulaşabilirsiniz.)


2.Gün
Sazova Parkı (Eğer çocukla gidiyorsanız burası tüm gününüzü alıyor, başka plan yapmayın!)
İçindekiler : Masal Şatosu, Bilim Parkı, Sualtı Müzesi, Uzay Evi, Korsan GEmisi, Akvaryum
İçinde gezen bir tren var, çok keyifli. Ayrıca öğlen yemek yiyebileceğiniz veya birşeyler atıştırabileceğiniz çok güzel Cafeler de mevcut. 
Buraya ulaşım şehir merkezinden otobüs ile sağlanabiliyor. Biz kalabalık olduğumuz için Taksi tercih ettik. 25 TL tuttu.

3.Gün
Kentpark (Nehrin kenarında harika bir kahvaltı edebilirsiniz.)
Gördüğüm en güzel parklardan biri. Buraya da Taksi ile ulaştık. Yine 25 TL tutu. Parka girdiğinizde başka bir ülkede gibi hissediyorsunuz. Türkiye’de böyle bir park daha yok. İçinde kocaman bir plaj, deniz gibi bir havuz, at çiftliği, koşu parkurları, bisiklet yolları var. Nehir kenarında, ağaçlar altında harika bir yürüyüş yapabilirsiniz.) Buraya da bir yarım gün ayırın derim. 
Akşamüstü Porsuk Çayında tekne turu yapmayı ihmal etmeyin. Çok keyifli oluyor.
Yine merkeze çok yakın bir noktada Devrim Arabası yer alıyor. Onu da görmenizi tavsiye ederim.

Akşam gezmek için ise, barlar sokağını şiddetle öneriyorum. Plaka gibi, çok keyifli. Ayrıca Haller Gençlik Merkezi de bir harika. Mutlaka görmelisiniz.  


Benim gibi bu güne kadar görmediyseniz ilk fırsatta gidin derim. Atlayın trene, bir gece için bile olsa gidin, sonra tekrar tekrar gitmek isteyeceğinizi garanti ederim. Bu vesile ile Büyük Başkan Büyükerşen’I de can-ı gönülden tebrik ederim. İnsan düşünmeden edemiyor, 15 yıl önce ülkenin başına geçseydi kimbilir nasıl bir Türkiye’de yaşardık bugün?!

Sevgiyle kalın,
Burçe.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder