Merhaba

Hep yazdım ben, herşeyi yazdım, kimi zaman küçük not kağıtlarına, kimi zaman defterlerimin arka sayfalarına, kimi zaman telefonumdaki not defterime, bazense sadece kafama...

Birikti kelimelerim, paylaşmak istediklerim, birilerine anlatsam acaba dinlerler mi beni diye merak ettim.

Evet, başladım ve devam edeceğim. Kimse okumasa da ben yazacağım, hayalimin peşini bırakmayacağım.

Ama tesadüf eseri geldiyseniz, hele bir de beni tanımıyorsanız mutlaka bir ses verin, orada birilerinin olduğunu bilmek, okunduğumu hissetmek çok keyifli olur...

BBO



Bir Modern Zaman Masalı

KIŞ UYKUSU
En son ne zaman kendinize 3-4 saat zaman ayırdınız? Bir dakika hemen cevap vermeyin, bilgisayarın veya iPadin başında geçen bir zamandan, alış veriş yapmaktan veya yolda kalmaktan söz etmiyorum. Pür-ü pak bir zaman kastettiğim. Sadece kendi kendinize kaldığınız ve sadece düşündüğünüz, hatta ileri giderek sorguladığınız.

Ben çooook uzun bir zamandır yapmamışım.Yapınca anladım :) Geçtiğimiz haftasonu bir öğleden sonrayı çok merakla beklediğimiz bir filme ayırdık. Kış Uykusu. Ödüllü "Sanat" filmleriyle ilgili önyargılarınız olabilir. NBC Filmlerini uzun ve ağır bulmuş olabilirsiniz. Film tercihiniz hızlı, komik, eğlenceli filmler olabilir ya da tam tersi tam bir festival kuşu olabilirsiniz. Fark etmez. 30 yaşından büyük bir yetişkinseniz bu filmi kaçırmamalısınız. Hatta arşivlemeli, iki senede bir yeni aklınız fikriniz, tecrübeniz ile tekrar izlemelisiniz. Çok iddialı söyleyeceğim, ki bilirsiniz normalde hep ılımlı yorumlar yaparım, bu film öyle bana göre güzeldi falan değil, bir Kült Film.

Yıllar boyunca sahne sahne incelenecek, referans olarak kullanılacak, tekrar tekrar konuşulacak bir film.

Konu, bu dünyadaki en sevdiğim ilk üç yerden birinde geçiyor. Kapadokya. Kapadokya'da en sevdiğim mekanlar olan, mağara otellerde. Kahramanlarımız otelin sahibi bir entellüktüel, genç eşi, tekrar bekar kız kardeşi. Bu üç karekterin arasında geçen dialoglar ve olaylar ile hayatı, insanı,kadını, erkeği, aileyi sorguluyorsunuz.

Karekter analizleri müthiş yapılmış. Öyle derin ve öyle gerçek ki, hem çok merak ediyor, sahneler hemen ilerlesin istiyorsunuz, hem de film hiç bitmesin, ben de orada onlarla kalayım. Hatta iki cümle de ben söyleyeyim, sohbete dahil olayım. Veya söylenmeyenler yüzünden yaşananları görünce yakın bir arkadaşınızmış gibi perdedeki arayıp akıl vereyim.

3-4 saat nasıl geçiyor hiç anlamıyorsunuz, bitince olayın dışında kaldığınız için üzülüyorsunuz. Onları hep görebilmek istiyor insan. Hatta ben kendi özelimde her durumda sıkıntıları bitirmek isteyen bir tip olduğum için aralarına dalmak, bir grup terapi yaptırıp kendilerine getirmek, sorunlarını çözüp çekilmek falan istedim.

Terapi demişken filmin psikolojik çatısı da çok sağlam. Ya bu konuyu gerçekten çok derin araştırmışlar ya da çok iyi danışmanlık almışlar senaryoda. Öyle güzel örnekler var ki, insanın kendi kendine yaratabileceği vicdan zindanı, sadece kendi istediklerini duyarak örebileceği yalan dünya, bir insanın başka bir insan üzerinde yaratabileceği psikolojik baskının nasıl somutlaşabileceği, ılımlı ve mütevazi gözüken bir insandaki müthiş kibir hemen aklıma gelenler.

Belirli sahneler sanki klasik olsun diye yazılmış, çekilmiş. Mesela çiftlikteki şarap muhabbeti. Mesela çalışma odasındaki iki kardeşin arasındaki sorgulama sahnesi. Tren istasyonundaki bank sahnesi. Genç yazar ile çay içme sahnesi.

NBC filmlerinin kurgusunu, görselliğini, resimlerinin şahaneliğini değerlendirmek haddim değil. Sıradan bir sinemasever olarak sadece şunu söyleyebilirim, her bir sahneyi durdurup, basıp duvara asabilirsiniz.

Bu müthiş görselliğe Haluk Bilginer'in dev oyunculuğu da eklenince bence ödül garanti, film eşsiz olmuş. (Bütün oyuncular çok iyi ama ağırlık Haluk Bilginer'de.)

Mutlaka seyredin, kendinize akışkan ve keyifli bir dört saat ayırın. Pişman olmayacaksınız.

Mutlu günler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder