Merhaba

Hep yazdım ben, herşeyi yazdım, kimi zaman küçük not kağıtlarına, kimi zaman defterlerimin arka sayfalarına, kimi zaman telefonumdaki not defterime, bazense sadece kafama...

Birikti kelimelerim, paylaşmak istediklerim, birilerine anlatsam acaba dinlerler mi beni diye merak ettim.

Evet, başladım ve devam edeceğim. Kimse okumasa da ben yazacağım, hayalimin peşini bırakmayacağım.

Ama tesadüf eseri geldiyseniz, hele bir de beni tanımıyorsanız mutlaka bir ses verin, orada birilerinin olduğunu bilmek, okunduğumu hissetmek çok keyifli olur...

BBO



Üzülme blogum :(

Üç haftadır yazamıyorum sevgilim Blog sana. Neden mi, söylesem kırılacaksın, üzüleceksin, inanamayacak, varlığını sorgulayacaksın, belki de yok olmak, hiç olmamış olmak isteyeceksin, ama söyleyeceğim, sen benim parçamsın, ben senden birşey gizleyemem. Gizlersem ben de varlığımı sorgularım. Seni yasakladılar, bir nevi görünmez yaptılar, yok ettiler. Evet, haklsın, neşe saçmaktı tek amacın, iki satır fikrini söylemek, hayatı hem renklendirmek, belki elinden geldiğinde derinleştirmek. Kötü huylu, haydut ağabeylerin yüzünden seni de attılar aynı çuvala. Hepinizi beraber denize. Kararttılar ekranını. Ben mi nasıl yazıyorum şu an, minik bir teknolojik ayar ile, ulaştım yine sana. Dayanamadım. İlk gün bir heves hemen bir ikiz yaratayım sana dedim. Yarattım da, ama benzemedi sana, sanki ruhsuz kaldı, gitmedi elim ona birşeyler yazmaya. Halbuki daha havalı senden aslında. http://www.burcebulut.com/ benim sitem oldu. Ama işte bilmiyorum neden, kafamdan fikirler geçmez, elim yazmak istemez oldu. Sonra bugün toparladım kendimi, aslında yazmamak sana ihanet değil mi? Öyleyse ne yapıyoruz, küsüp kaçmıyoruz, sesimizi duyurmaya devam ediyoruz. Bir de güzel haber sana, yeni bir internet dergisi çıkıyormuş, tesadüf buldum, şimdi oraya da yazacağım. Kanallarımız artıyor, sevgili Blog, bir an önce aydınlanman dileği ile. Seni seviyorum, hata sende değil onlarda, sakın kendini sorgulama. Öptüm kocaman...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder