Enerjimi nasıl koruyorum yazım çok talep gördü, çok soru aldı. Zaman oldukça hepsini tek tek detaylandırmayı hedefliyorum, birkaç arkadaşım üst üste sorunca, sıcak bir gündem olduğunu düşünüp 9. madde hakkında biraz bilgi vermek istedim.
Pekçok insan biriktiririz zaman içerisinde, bunların içinde yakın dostlarımız, çok yakın olmasak bile sevdiğimiz arkadaşlarımızın veya uzaktan tanıyıp, selamlaştığımız insanların yanı sıra çeşitli vasıtalar ile tanıştığımız, görüşmek zorunda olduğumuz, belli mesafede ama hep çevremizdeki insanlar da vardır. Ben bunlara "durumsal ve zorunlu arkadaşlıklar" diyorum. Kimler olabilir, örneğin bir apartmanda yaşarken komşularınız, bir dans kursuna giderken birlikte ders aldığınız insanlar, iş yerinde farklı departmanlarda çalışmak, görüşmek durumunda olduğunuz insanlar, size hizmet veren marketteki, mağazadaki insanlar, kısacası tekrar eden bir şekilde iletişim kurduğunuz herkes.
Bun insanlar bizim yaşam enerjimiz üzerinde büyük etkiye sahiptirler. Tek sefer gördüğümüz insanlar bizi anlık etkiler, sinirlensek bile birkaç dakika sonra uçar gider, üzerinde durmayız. Sürekli görmek zorunda olduğumuz insanların hoşumuza gitmeyen davranışları ise bizde kronik mutsuzluğa neden olabilir. En kötü tarafı da çok büyük problemler olmadığı sürece insan bunu farketmez. Örneğin otoparkı kötü kullanan veya çöp çıkarma saatlerine uymayan veya sokak kapısını hep açık bırakan bir komşu. Ya da derslere hep geç gelip, kaçırdığı hareketleri tekrarlatmak isteyen bir öğrenci. Ya da sadece hep somurtarak cevap veren bir tezgahtar, ter kokan bir postacı. Daha da ileri giderek, sürekli dedikodu yapan bir iş arkadaşı. Her yaptığınızı, gittiğiniz yerleri, giyim tarzınızı veya harcamalarınızı sürekli eleştiren, kendisini anneniz sanan bir arkadaş. Sahte bir gülümseme, yalancı bir yakınlık...
Eminim bu insanlar hepinizin hayatında vardır. Siz hiç farketmeden beyninize yer etmekte ve canınızı sıkmaktadırlar. Bazı yerlere girince ya da bazı konuları düşününce nedensiz sıkıntı basması aslında bu insanlar yüzündendir.
İlk aşama, problemin tespiti : Kim bunlar? Ne zaman kendinizi mutsuz hissettiğinizi ve o durumda etrafta kimlerin olduğunu detaylı düşünmeli ve bu insanları tespit etmelisiniz.
İkinci aşama, durum tespiti : Ne zaman ve ne şekilde size kötü hissettiriyorlar, davranışsal ve bilinçli birşey mi, durumsal ve düzeltilebilir birşey mi?
Örneğin dert çöp çıkarmaksa, sempatik bir uyarı ile aşabilirsiniz ama sürekli sizinle rekabet halinde olan bir iş arkadaşınıza benimle rekabet etme diyemezsiniz. Kendi kişisel bozukluklarından meydana gelen davranışlar ile farketmeden yaptıkları günlük davranışları ayırmak gerekiyor. Kişisel olanları siz düzeltemezsiniz, emin olun ki bunlara sinir olan sadece siz değilsiniz, hiç uğraşmayın, uzman yardımına ihtiyaçları vardır, siz çözemezsiniz, siz sadece korumanız gereken mesafeyi belirleyeceksiniz.
Diğer tip için ise ; altın anahtar açık iletişim. Yaşadığınız sıkıntıyı anlatmak, sizde yarattığı etkiyi hiseetirmek, nedenlerini öğrenmek, çözümü bulmasına yardımcı olmak, sizden istediği birşey olup olmadığını sormak. Sürekli derse geç gelen bir insan ile sınıfça yapılabilir bu konuşma mesela. Burada önemli nokta üslup. Dışlamaya değil de, kazanmaya çalışan bir üslup kullanmak. Kırmamak. Belki de derse yetişmesi imkansızdır,uzun bir yoldan geliyor ve bu işe çok önem veriyordur, bu durumda ders saatlerini tekrar düzenlemek gerekebilir. Çözüm için mutlaka karşı taraftan adım beklememek, gerekiyorsa adım atmak bence bu süreci çok kolaylaştırır.
Son aşama, mesafeleri çizmek, yerini tanımlamak. 1. tipte yani davranış bozukluğu olan insanları hayatınızdan çıkarma lüksünüz muhtemelen olamayacaktır. Varsa hiç durmayın ama yoksa kırmızı çizgilerinizi çizin. Yanında asla özel hayatınızdan, yaptıklarınızdan, düşüncelerinizden bahsetmeyin. Çok nazik davranın, asla arkasından konuşmayın. Sadece mecbur olduğunuz konu hakkında iletişimde bulunun, diğer zamanlarda sakin bir tebessüm ile selamlamakla yetinin. Size kendisi hakkında gereksiz bilgiler vermesine izin vermeyin, kafanızın meşgul olduğunu, ona dikkatinizi veremediğinizi söyleyin, geçiştirin. İş dışına sohbeti taşımaması için kontrolü elinizde tutun.
2. tip için de neden rahatsız olduğunuzu açıkça ifade ettikten sonra, eğer tekrarlamaya devam ederse, konuşmanızı hatırlatan göndermeler yapın, zaman tanıyın. Kimse bir günde alışkanlıklarından kurtulamaz. 2-3 ay gibi bir zaman bence ideal, yine düzeltmiyorsa, hatırlatmalarınız karşısında kabalaşmaya başlıyorsa tespit kısmına geri dönün ve 1. tip insana transfer edin. Sınırlarınızı çizin :)
Enerjik günler...
Merhaba
Hep yazdım ben, herşeyi yazdım, kimi zaman küçük not kağıtlarına, kimi zaman defterlerimin arka sayfalarına, kimi zaman telefonumdaki not defterime, bazense sadece kafama...
Birikti kelimelerim, paylaşmak istediklerim, birilerine anlatsam acaba dinlerler mi beni diye merak ettim.
Evet, başladım ve devam edeceğim. Kimse okumasa da ben yazacağım, hayalimin peşini bırakmayacağım.
Ama tesadüf eseri geldiyseniz, hele bir de beni tanımıyorsanız mutlaka bir ses verin, orada birilerinin olduğunu bilmek, okunduğumu hissetmek çok keyifli olur...
BBO
Birikti kelimelerim, paylaşmak istediklerim, birilerine anlatsam acaba dinlerler mi beni diye merak ettim.
Evet, başladım ve devam edeceğim. Kimse okumasa da ben yazacağım, hayalimin peşini bırakmayacağım.
Ama tesadüf eseri geldiyseniz, hele bir de beni tanımıyorsanız mutlaka bir ses verin, orada birilerinin olduğunu bilmek, okunduğumu hissetmek çok keyifli olur...
BBO
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder